Tarihçe
Çiftçiliği, Uşak'ta Hacım, Kökez, Yayalar ve Şükraniye köyleri ile .Denizli Çivril'de Çandır ve Çetinler köylerinde bulunan arazilerimizde yürütüyoruz. İşlerimiz dedemiz Mehmet Hacım'dan bize miras kaldı. Bizde günün koşullarına göre geliştirerek devam ettiriyoruz. Mehmet Hacım'dan önce dedelerimiz ve ailemiz, çiftçilik faaliyetlerini yüzyıllardır sürdürüyor. Bir çok Türk ailesi gibi..
Biz yaptığımız işleri kurumsal olarak gelecek nesiller taşıyabilmek arzusundayız. Ziraat sektörü olarak geleceğimiz gıda teknolojileri ile şekillenecek. Biz hala dünya standartlarında bir üretim tekniği yakalamak ve ürünlerimizi pazarda değerinde satabilmek peşinde koşuyoruz. Oysa esas olan gıda teknolojileri konusunda öncü olabilmek. Bunu teker teker yapmamız zor. Ancak birleşerek, kooperatifler kurarak, üniversite işbirliği ile ve devlet desteği ile bu mümkün olabilir. Bizde bundan sonra bu yönde teşebbüslerde bulunacağız.
Sadece üretmek ile değil, ürettiğimiz tarım ürünlerini işleyerek değer katmalı ve dünya kalitesinde bir standart ile pazara sunmalıyız.
Aşağıda Dedemiz ve Uşağın yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden birisi olan Hacımlı Mehmet Bey tarafından Cumhuriyetin kuruluş yıllarında gerçekleştirdiği Uşak Şeker Fabrikası'nı bizlere de ilham vermesi için bir başarı hikayesi olarak anlattım. Birey, aile, toplum ve millet olarak tarihimizde gerçekleştirdiğimiz her bir başarılı eyleme sahip çıkmalı ve devam ettirmeliyiz diye düşünüyoruz. Kültür ve medeniyet oluşumu zaman içerisinde tecrübelerin yazılarak biriktirilmesi ve tekrar tekrar uygulanarak yenilikler ve düzeltmeler ile geleceğe taşınmasıdır. Bu bilgi birikimi ve deneyimler kısaca tarihçemiz, bilinçli bir hareket oluşturmamıza neden olur. Her birimiz bireyler olarak kendi menfaatimiz ve toplum menfaatleri arasında her taraf için olumlu bir denge kurarak geleceğe yürümeliyiz. Bu tek nesillik bir iş değildir. Önemli olan bayrak yarışı gibi aldığımız değerleri ve birikimleri geleceğe taşımak ve hem kendi hem de toplum ve millet menfaatine kullanmaktır. Biler bu bilinç ile çalışıyoruz. Elimizden ne gelirse ve ne tecrübe edersek bunları tarihçemiz ile birleştirip yeni nesillere ve toplum ve millet bilincimize aktarmak istiyoruz. Bilgen Ziraat olarak bu şevk ve heyecan ile tarihimize sahip çıkmayı da bir borç biliyoruz.
![Mehmet Hacım, mütevellizade, uşak](https://static.wixstatic.com/media/671d45_8d863149497b4f3c9c03bcb954d9311b~mv2.png/v1/crop/x_0,y_1,w_245,h_291/fill/w_343,h_381,al_c,lg_1,q_85,enc_avif,quality_auto/671d45_8d863149497b4f3c9c03bcb954d9311b~mv2.png)
Mütevellizade Hacım`lı Mehmet Bey olarak tanınır. 1876 yılında Uşak ilinin Hacım köyünde doğmuştur. Ömrü boyunca müteşebbis kimliği ile çalışmış ve toplumumuza bir çok önemli eser kazandırmıştır. İstiklal madalyası sahibi bir halk kahramanı ve kuvayi milliye komutanıdır.
Mütevellizade Hacımlı Mehmet Bey, Uşak`ta anonim ortaklık kurarak, halk arasında Ateş Değirmeni diye bilinen un değirmenini kurmuştur. Fabrikaya Ateş Değirmeni denilmesinin sebebi, değirmenin buhar gücü ile çalışması ve kömür kazanlarında ateş ve kömür ile buhar elde edilmesiydi. Yörede ilk defa bir anonim şirket kuruluşuna öncülük yaptığı için kendisine devlet tarafından onur beratı verilmiştir. Yunan işgali sırasında Ateş Değirmeni`nde çalışan rum ve ermeni kökenli ustalar fabrikayı terk etmişlerdir. Fabrika Yunan işgalinde yağma edilmiş ve yakılmıştır. Mehmet Hacım Yunan işgaline karşı başlatılan Kuvayi Milliye hareketinin öncülerindendir. Uşak ve çevresindeki Hacım, Şükraniye, Yayalar köylerinden ve diğer birçok yerleşim biriminden silahlı birlikler oluşturarak yunan kuvvetlerine karşı mücadele yürütmüştür. Ankara Hükümetinin kurulması ve Mustafa Kemal Atatürk`ün orduyu yeniden toplaması üzerine Kuvayi Milliye güçleri olarak birlikleri ile beraber Albay rütbesi ile orduya katılmıştır. Uşak`ın kurtuluşu olan 1 Eylül 1922 de Kafkas Tümen komutanı Halit Bey tarafından Yunan ve Avrupa orduları başkomutanı General Trikopis`in esir alınmasında bizzat bulunmuştur.
Cumhuriyetin kurulması ile birlikte aktif olarak ticaret ve sanayi hayatına atılmıştır. Cumhuriyet tarihinin ilk özel ve anonim yatırımı Mehmet Hacım ve mahalli müteşebbisler tarafından Uşak`ta 26 Kasım 1926 kurulan Uşak şeker fabrikası ile gerçekleştirilmiştir. Bu fabrikanın kuruluşuna ekonomik gücü olan bütün Uşak`lılar bir altın, bir bilezik, 20 ölçek buğday ve ne verebildiyse onunla katkıda bulunmuştur. Her bir Uşaklı, katkıda bulundukları oranda hisse senedi sahibi olmuşlardır. Tam bir Anonim şirket olarak kurulmuştur. Fabrika daha sonra CHP döneminde devletleştirilmiştir. Fakat Uşak`lı Şeker Fabrikasını her zaman kendisine ait görmüştür. Kuruluşu esnasında Mehmet Hacım`a "sizin adınızı verelim" tekliflerini kabul etmeyerek fabrikanın olması gerektiği gibi kurulması için her türlü fedakarlığı gösteren şehrinin adı ile anılmasını istemiştir. Uşak Şeker Fabrikası halen faaliyetine devam etmektedir. Mehmet Hacım Kurtuluş Savaşı`nda gösterdiği çabalardan dolayı T.B.M.M. tarafından Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası almaya layık görülmüştür. İstiklâl Madalyası, Kurtuluş Savaşı`nda yararlılık gösterenlere 4 Nisan 1921 tarihinde çıkarılan 66 sayılı kanuna göre TBMM tarafından verilen madalyadır. Kanuna göre sağ göğüs üzerine her gün takılır. İstiklal Madalyası`nın çıkarılmasından sonra Osmanlı dönemine ilişkin tüm madalya ve nişanlar iptal edilmiştir. Mütevellizade Hacım`li Mehmet Bey, Cumhuriyet öncesi dönemde bölgesinde sanayi ve ticaret alanında yaptığı çalışmaları, Kurtuluş Savaşı`na hazırlık olan Kuvayi Milliye güçlerini bölgesinde toplayarak başlattığı mücadelesi, Kurtuluş Savaşında kuvvetleri ile orduyu oluşturmadaki öncülüğü, Cumhuriyetin kurulması ile birlikte Atatürk`ün başlattığı ekonomik kalkınmaya, ilk özel anonim teşebbüs olan Şeker Fabrikasını kurmaya maddi ve manevi desteği ile tam bir anadolu kahramanıdır. Cumhuriyet Türkiye`si Kurtuluş Savaşı`nın hemen arkasından Mehmet Hacım ve onun gibiler sayesinde hemen ayağa kalkıp Atatürk`ün önderliğinde bugün dahi inanılmaz inkılapları gerçekleştirmiştir.
Uşak Şeker Fabrikası Kurucular Heyeti ve Mehmet Hacım
Uşak Şeker Fabrikası Kurucularının 1926 yılında çektirdikleri fotoğrafta
Oturanlar sağdan sola: 1- Tarakcıoğlu İbrahim Efendi 2- Bacakoğlu İsmail Efendi 3- Hacımlı Mehmet Bey "Elinde asa var" 4- Molla omaroğlu Nuri Bey 5- Donbayoğlu Hacı Osman Efendi
Ayakta olanlar sağdan sola: 1- Köleoğlu Süleyman Efendi 2- Buğdaylıoğlu Hüsamettin Efendi 3- Okkaoğlu Ahmet Efendi 4- Eyüboğlu 5- Bayraktaroğlu Mehmet Ali Efendi
O zamanlarda yani 1900'lü yılların başında Uşak vilayet değildi. Kütahya'ya bağlıydı. Mehmet Hacım ve ailesi Uşak'ta Hacım köyünde merkez olmak üzere çiftçilik yapıyorlardı. Yaklaşık 12.000 dönüm alanda yürüttükleri çiftçilik faaliyeti için ilk makineleşmeyi de başlattılar. Mehmet Hacım bir anonim şirket olarak Uşak'ta ateş değirmenini kurdu. Bu aslında buharlı bir un değirmeniydi. 1.dünya savaşının başlaması ile birlikte, yeterli çalışacak kalifiye işçi bulunamaması nedeniyle Ateş Değirmeninin faaliyetleri zorunlu olarak durdu. Mehmet Hacım kuvayi milliye komutanı olarak Kurtuluş Savaşında bölgede birlikler toplayıp düşmana karşı savaştı. Kurtuluş savaşında gösterdiği yararlılıklardan dolayı İstiklal Madalyası verildi. Savaş sonrasında Uşak Şeker fabrikasının kuruluşu için öncülük yaparak Uşak ve bölgesindeki zirai üretimin endüstrileşmesinde liderlik yaptı. Asla isminin yaptıkları eserlerin önüne geçmesine müsaade etmedi .Yıllar sonra ne yazık ki Kurucusu, en büyük hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğu Uşak Şeker Fabrikası, o dönemdeki devleştirme akımına kurban gitti ve devletleştirildi. Nice yıllar sonra Mehmet Hacım'a fabrikaya ismi verilmesi teklif edildi. Uşak Şeker Fabrikası'nı Uşak halkının katkıları ve ortaklığı ile ve Mehmet Hacım'ın verdiği güvence ile kuran Uşak halkının adı ile devam etmesinin uygun olduğunu düşündü ve kabul etmedi. Mehmet Hacım 1973 yılında rahmetli olduktan sonra fabrikanın isminin Uşak Şeker Fabrikası olmasından ise birilerinin ismi ile anılmasını isteyen bazıları, fabrikanın isminin önüne bir kişinin ismini getirmek için büyük çaba sarf edip nihayetinde bu yanlış uygulamada muvaffak oldular. Görüyorum ki bu beyhude isim yürütme çalışmaları devam etmektedir. Biz aile olarak geçmişte olduğu gibi şimdi ve gelecekte hiç bir zaman böyle bir hadise içinde olmadık. Birilerinin eğer bir isim ve ünvana ihtiyacı var da bunu gerçeklere rağmen edinmeye çalışıyorlarsa bu onların problemi olacaktır. Gerçekler karşısında tarihi yanıltmaya çalışmak beyhude bir çabadır. Biz isim derdinde olmamakla birlikte gelecek nesillere Uşak Şeker Fabrikası'nın kuruluşunun bir kişinin değil bütün Uşak Halkının eseri olduğu gerçeğinin yok edilmemesi için bu satırları yazdık. Yoksa mesele isim duyurmak ise buna ihtiyaç bulunmamaktadır. Bizi gururlandıran odur ki, Uşak Şeker Fabrikası, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşından sonra Dedemiz Mehmet Hacım ve tüm Uşaklılar tarafından kurulan ilk fabrika olmasıdır. Bu Tüm Uşak Halkının ve dedemiz Mehmet Hacım'ın müteşebbisliğini, kahramanlığını ve öncülüğünü kuvveden fiiliyeye geçirdiği bir eserdir. Mehmet Hacım tarafından kurulan işlerimizden çiftçilik konusunda Mehmet Hacım'ın oğlu ve benim dedem İbrahim Hacım çalışmaya devam etmiş ve bugün de bizler tarafından bu çalışmalar yürütülmektedir. İbrahim Hacım'ın kızı Gülgün Hacım Bilgen'in oğlu Tanju Bilgen olarak dedemizden aldığımız enerji, birikim ve girişimciliği daha da ilerilere ve memleket yararına yürütmek için hiç durmadan çalışmaya devam ediyoruz.
![uşak şeker fabrikası kurucuları ve başkanları Mehmet Hacım](https://static.wixstatic.com/media/671d45_f1f74d9473ca428995a61f0890072be9~mv2_d_2672_1260_s_2.jpg/v1/fill/w_916,h_432,al_c,q_85,usm_0.66_1.00_0.01,enc_avif,quality_auto/671d45_f1f74d9473ca428995a61f0890072be9~mv2_d_2672_1260_s_2.jpg)
Tanju Bilgen
Marmara Üniversitesinde Ekonomi konusunda lisans eğitimi aldı.
İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü'nde master çalışması olarak İşletmecilik İhtisası yaptı. İş hayatına Üniversite yıllarında 1985 yılında tekstil konusunda müteşebbis olarak bir atölye kurarak başladı.
1988 yılında Böhler ve Hobart markaları ile Kaynak Teknolojisi [Welding] sektöründe çalışmaya başladı. Mali işler, satış-pazarlama, konularında tecrübe kazandıktan sonra aynı grupta yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak görev yaptı.
1996 yılında İstanbul’da ortakları ile birlikte Hobart markası altında Kaynak Elektrotları ve Telleri ve Kaynak Makinesi üreten bir sanayi tesisi kurdu. Kaynak Sektöründe son olarak 2016 yılı şubat ayına kadar Avusturya merkezli voestalpine grubunda [vaBW] Genel Müdür olarak çalışmaya devam etti.
2018 yılından itibaren Brener Group İcra Kurulu Başkanı olarak iş hayatına devam etmektedir.
İş hayatı boyunca aynı zamanda birçok işletmede, girişimci, yatırımcı ve yönetici olarak faaliyet göstermektedir. Halen Gayrimenkul Geliştirme, Kaynak Teknolojisi, Turizm, Tarım konularında girişimci, danışman ve sivil toplum kuruluşu inisiyatifleri ile çalışmaya devam etmektedir. Gayrimenkul ve İnşaat İşbirliği Platformu [GİİP] kurucusudur.
İş prensibi, çalıştığı yerde mutlaka bir katma değer oluşturmak olmuştur. Bir ürünün hem değerini arttırmak hem de satış kabiliyetini yükselterek hızlı nakit akışı sağlamak ana çalışma yöntemidir.